Bir çok unsuru veya açıklamayı eyvan olarak kabul etmek mümkün olduğu gibi farklı açıklamalarda yapılmıştır. Bir konu hakkında fikir elde etmek istiyorsak öncelikle tüm bir konuda ve geniş olarak genelinde bu konuların neler olduğu ile ilgili olarak hepsini kaleme almak anlamak ve anlatmak gerekir.
Tarihçesine baktığımızda Mezopotamya'dan başlayıp, İran Sasanilerden Karamanoğullarından Türk Mimari yapılarına geçen bir sıralamayı görürüz. Günümüz yapılarında Eyvan olarak adlandırılan örnekleri incelediğimizde, İran, Selçuklu ve Osmanlı yapılarında bir çok örneğini görürüz.
Başta da belirttiğim gibi farklı görüşler sürülen eyvan ile ilgili olarak yaptığım araştırmalar ve çalışmalar neticesinde bulduğum Eyvan görüş ve düşünceleri ile ilgili olarak sizlere sıralayacağım örnekleri ele alabiliriz.
Eyvan ve Mimari için Yapılmış Açıklamaları Eyvan Nedir?
Metin Sözen ve Uğur Tanyeli’nin birlikte kaleme aldığı sözlükteki tanıma göre; “Üç yönden kapalı bir yönden dışa açılan ve üstü tonozla örtülü mimari bir birimdir”.
Adnan Turani’ye göre; “Büyük Selçuklular ile Anadolu Selçuklularının cami ve medreselerinde görülen avluya bakan tarafı açık, üç tarafı kapalı ve üstü tonozla örtülü, yerden yüksekçe zeminli oylumlara denir.”
TDK tarafından yayımlanmış Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre; “teras ve sundurma” olarak geçtiği gibi “bir tarafı dışarıya açık oda” olarak da kabul edilmektedir.
Mehmet Kanar’a göre; “sundurma veya çardak” olarak belirtilmektedir.
İsmail Parlatır’a göre; “Köşk, salon, divan, teras, balkon, sundurma” gibi kavramlara denk düşmektedir.
Mehmet Zeki Pekalın’a göre; “sayeban” olarak da zikredilerek “çardak şeklinde yapılmış sütunlu, direkli veya kemerli, önü açık, üstü ise örtülü bina kısımlarına verilen addır”
Yukarı da bir çok anlamı ile ele almak istediğim, düşünce ve çalışmalar ışığında Eyvan, Mimarlık biliminde kullanılan, bir cephesi açık bir birim olarak kabul edilmiştir. Bu açıklamalar ile bizler bu çalışmaları Anadolu da yapılmış bir çok yapıda görüyor ve farklı çalışmalar ile anlamlarını oluşturabiliyoruz.
Eyvan kelime anlamı Farsçadan çıkmış bir süre sonra Arapça içerisine yerleşmiş bir kelimedir. Eyvan Nedir?
Eyvan Genel Süreci
Genel olarak değerlendirilirse eyvanın ölçüsü yaklaşık olarak; ‘1 m - 12 m’ arası derinlikte ve genişlikte, en az iki katı ‘2 m - 4 m’ en çok dört katı ‘24 m - 48 m’ arası yükseklikte ve zeminden bir veya birkaç basamak yüksekte olmalıdır. Bu bağlamda eyvanın tanımı için özetle; geniş bir alana bakı konumu müsait olacak şekilde zeminden biraz yüksekte, belirli ölçülerde derinliğe, genişliğe ve yüksekliğe sahip, üstü örtülü her yapı birimi birer eyvan olarak değerlendirilebilir.
Bir inanç mantığında değil de dönemin bir tür mimari yapısı olarak ele almak daha iyi olacaktır.
Eyvan konusunda bir devrimi yaşayan Türkler en büyük devrimini Selçuklu yapılarında yapılan yapılarında yaşamıştır. Bir çok Selçuklu yapısında Eyvanların kullanıldığını görmek mümkün.
Anadolu'nun erken Eyvan örneğini Sivas’taki Keykavus Darüşşifasında görmekteyiz.
Bir sonraki yapı da Konya’da inşa edilen Sırçalı Medresedir.
Anadolu da hem açık hem de kapalı eyvan örneklerini farklı tasarım ve çalışmalar ile görmekteyiz.
Bu anlatımda Eyvanlar üzerinde durduk yapılar serisinde tüm eyvanlı yapıları sizler için yine ayrı ayrı ele alacağız.
Anadolu'da Eyvan
Anadolu, tarihi ve kültürel açıdan zengin bir coğrafyadır ve bu zenginlik, mimari mirasında da kendini gösterir. Anadolu'nun tarih boyunca farklı medeniyetlere ev sahipliği yapması, bölgedeki mimari çeşitliliği artırmış ve benzersiz yapılar ortaya çıkarmıştır. Bu yapılar arasında özellikle eyvanlar, Anadolu'nun geleneksel mimarisinde önemli bir yer tutar.
Eyvanlar, Orta Doğu kökenli bir yapı öğesidir ve İran ve Türk-İslam mimarisinde sıkça kullanılmıştır. Bu yapı öğesi, özellikle avlu ve bahçe düzenlemelerinde önemli bir rol oynamıştır. Eyvanlar, Anadolu'da özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yaygın olarak kullanılmıştır.
Selçuklu İmparatorluğu döneminde Anadolu'da inşa edilen birçok saray, medrese ve külliye eyvanlarla süslenmiştir. Selçuklu eyvanları genellikle kubbeli ve yüksek tavanlıdır. Bu eyvanlar, sıcak yaz günlerinde serinlik sağlamak için kullanılırken, aynı zamanda sanatsal bir estetik sunmuşlardır. Selçuklu eyvanları, mimari süslemelerde geometrik desenler, çini işlemeleri ve freskler gibi özelliklere sahiptir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ise eyvanlar, saraylar, konaklar, camiler ve hanlar gibi çeşitli yapılarla ilişkilendirilmiştir. Osmanlı eyvanları genellikle dikdörtgen veya kare şeklinde olup üç tarafı duvarlarla çevrili, bir tarafı açık bir yapıya sahiptir. Eyvanlar, Osmanlı mimarisinde bir toplumsal etkileşim alanı olarak kullanılmıştır. Aileler, misafirler ve halk, eyvanlarda buluşarak sohbet eder, çay içer ve dinlenirdi. Eyvanlar, aynı zamanda Osmanlı mimarisinde önemli bir süsleme unsuru olarak da kullanılmıştır. Duvarlarda bulunan çini işlemeleri, hat sanatı ve geometrik desenler, eyvanlara estetik bir görünüm kazandırmıştır.
Anadolu'da eyvanların kullanımı sadece konutlarda veya saraylarda sınırlı kalmamıştır. Ayrıca camilerde ve medreselerde de eyvanlar bulunur. Cami eyvanları, cemaatin toplanma ve ibadet etme alanı olarak kullanılırken, medrese eyvanları ise öğrencilerin ders çalışma ve tartışma mekanları olarak hizmet vermiştir.
Günümüzde Anadolu'da geleneksel eyvanlar, tarihi mekanlarda ve restore edilmiş konaklarda görülebilir. Özellikle turistik bölgelerdeki konaklar, turistlere eyvanlarla zenginleştirilmiş geleneksel bir atmosfer sunmaktadır. Ayrıca, bazı modern binalarda da eyvan benzeri mekanlar tasarlanmaktadır. Bu modern eyvanlar, geleneksel Anadolu mimarisinin etkisini yansıtmak ve çağdaş yaşam tarzıyla birleştirmek amacıyla kullanılmaktadır.
Anadolu'da eyvanlar, mimari mirasımızın önemli bir parçasıdır. Tarihi dokusu ve kültürel anlamıyla eyvanlar, geçmişten günümüze kadar gelen ve Anadolu'nun zenginliklerini yansıtan yapı öğeleridir. Eyvanlar, Anadolu'nun mimari kimliğini korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak için önemli bir görev üstlenmektedir.
Sonuç olarak, Anadolu'da eyvanlar, geleneksel mimarimizin önemli bir unsurudur. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yoğun olarak kullanılan eyvanlar, tarihi ve kültürel bir zenginliği temsil etmektedir. Eyvanlar, Anadolu'nun mimari mirasını keşfederken, geçmişin izlerini sürmek ve bu benzersiz yapı öğesinin sunduğu estetik ve fonksiyonel değeri deneyimlemek için önemli duraklardan biridir.
Comments