Felsefe kelimesini bir kalıp içerisinde anlatarak anlamak katmak zordur. Yüzyıllar boyunca da bu böyle süregelmiştir. Kelime anlamı sürekli değişime uğramıştır. Etimolojik kökenine bakınca felsefe ‘Philosofia’ olarak geçer anlamı ‘bilgi sevgisi’ demektir.
Felsefe birçok kavramda tartışılır, batılı düşünceler felsefe kelime anlamı ile tamamen Eski Yunanda ortaya çıktığı düşünülür. Aslında, Çin’de Hindistan’da, Babil’de ve Sümer’de, Mısır’da yine mitolojik olarak düşünülse de felsefe kavramı olarak olmasa da felsefeyi bu topraklarda da görürüz.
Fakat felsefe kelimesini ve düşüncesini etkin olarak Eski Yunanda daha çok görürüz, Aristoteles’in bakış açısı ile, insanın olağanüstü olaylar karşısında felsefe yapmaya başladığına inanılırdı, birçok soru sorarak sorgulama düşüncesi ile başladı. Bilinen en önemli soru, etrafımızda ki her şeyi kim yarattı. Fakat bu soruları genellikle günümüzde, felsefe ile değil bilim ile açıklarız.
Bu tarz soruların eski çağlardan bugüne kadar açıklamasını bilime bırakmış olsa da insan her zaman iyilik ve adalet nedir? Sorularını sürekli sormuş ve sorgulamıştır. Bir diğer bakış açısında felsefenin soruları cevaplanamayan konuları ele alan bir disiplin olarak görenlerinde olduğunu söylemek mümkündür. Mantık çerçevesinde bakınca da bu tanımın abartılı olduğu da düşünülür. Cevabı olmayan soruların tümü bilimin ışığında da açıklamak mümkündür. İnsan kendi çevresini yaradılışı ve düşünce mantığı açısından bakınca en çok soran ve sorgulayan kişidir.
Bilim bir bakış açısı ile ele alındığında, felsefe yapılarak bilime aktarımın sağlanmasını sağlayan bir disiplin olarak düşünülebilir. Bilimin başlangıcı her zaman felsefe ile olmuştur. Felsefe bilme istediğinin verdiği araştırma düşüncesi ile bilimin yolunu açan bir aydınlatma aracı olmuştur.
Felsefe de en dramatik soru olarak kabul gören çalışma ve mantıkta şu olsa gerek. Neden hiçlik değil de bir şeyler var. Bakış açısına göre insan kendinden yola çıkarak gider, kendini sorgulamaya başlayan insan dahi bir süre sonra felsefe yapmaya başlar, bu sorular, düşünceler, sorgular bizleri felsefe yapamaya iter. Sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar bizlerin felsefe yapmasına yol açar.
Kişi kendisinden yola çıkarak düşündükleri ile felsefe yapmaya, hatta felsefe nedir? Sorusunun cevaplarını da kendisine yavaş yavaş vermeye başlar.
Felsefe nedir? Düşünce bakış açısından çok kişinin kendi içinde kendini aradığı aradıklarını sorduğu sorduklarını aktardığı bir bütün içerisinde ilerler. Felsefe düşünürleri, kendinden yola çıkarak felsefe düşüncesini buldular. Bizlerde felsefe yapmak istiyorsak, kendimizden, benliğimizden yola çıkarak sorup sorgulamalıyız. İnsan doğası gereği doğal yaşamda sürekli felsefe yapmıştır. İnançların felsefesi olduğu gibi kendini sorgulayan, toplumu sorgulayan, yaşadığını alanı mekanı kendi içinde sorgulayan bakış açısı ile kendini bile bilme yolunda felsefeyi başlatır.
Felsefe başlangıcı önce mitler ile yol alırken, ardından kendini arama, doğaya sorma, geçilemeyen yolları geçme başlangıcı ile felsefe nedir sorusu bir cevap olarak batıda önce Helen de, Antik Yunanda ortaya çıkmaya başlamıştır. Mitlerin, ışığında başlayan felsefe günümüze kadar gelerek toplumsal kaynaşmalar ile halen sorgulanan ve araştırılan bir alan olmaya devam ediyor.
댓글