Asya Hunları
Türklerin tarih sahnesine birlik içerisinde çıkmaya başladıkları ve bir devlet, bir topluluk olarak, boylardan çıkıp birlik olmayı çözmüşlerdi. İlk ateşi yakan Teoman, Ateşi iyice harlayan Mete, Eşsiz komutan ve Türk ordusunun kuruluş tarihine, düzene ve Askeri sisteme düzen veren Türk lider. Kısacası Türkler tarih sahnesinde ilk bilinen adları, Huing-nu yani Hunlar olarak çıkmışlardı.
Son yarım yüzyılda yapılan araştırmalar M.Ö. dört ila beş bin yıllarında Türklerin varlıklarını görebiliyoruz. Çok fazla veri olmaması Türklerin nasıl ve hangi dönemlerde neler yaptığı ile ilgili bilgiler vermez. Hunlar ile ilgili ilk bilgilere de Çin yıllıklarından ulaşabiliyoruz.
4. Yüz yılda Çin yıllıklarında bahsedilen savaşlar bir toplanıp bir dağılan ve Çinlileri ağır bir şekilde yenip anlatılan yıllıklardan neler yaptıklarını bu bilgilere bakarak görebiliyoruz.
Türkler göçebe toplumlar olduğu için çok fazla bir bilgi kaynaklarımızda bulunmuyor. Yazılı bir düzen devlet ve merkezi konumun olmaması göçer olunması da bunun etkisi. Orta Asya Kuzey Asya çevreleri genelde geniş bozkır ve hayvan otlanma alanları olduğu için de Türkler sürekli göç halindeydiler.
Asya Hunlarının kuruluş tarihi olarak M.Ö. 318 Yılı dikkate alınır.
Hun Ekonomisi
Hun ekonomisi genel olarak hayvancılığa dayanmaktadır. Üst komşuları yani kuzeyde bulunan Moğol toplumu da bu durumun içerisinde yer almaktadır. Ayrıca bir çok akın yaparak yamaladıkları alanlardan getirdikleri ganimetler ile de yaşamlarını idame ettirirler. Hun boyları çok iyi at kullanan ve hızlı hareket eden kavimler olduğu için bir çok devletin tarım ürünlerini alarak ülkelerine götürdükleri bilinir.
Çin'in sarı nehir olarak bilinen topraklarına akınlar yapan Hunlar, Moğollarında kendi topluluklarına katılmalarını sağlamışlardır. Çin'in sarı nehir kısmı verimli araziler olması durumundan çok dikkat çekiyordu.
Hunların ilk komşuları
Güneybatıda Yüeçiler, doğuda Tung-hular, güneyde ise Çin bulunmaktadır. Yüeçiler ipek yolunu ellerinde tutuyor ve büyük gelirler elde ediyorlardı. Yueçiler aynı zamanda atlı ve savaşçı bir kavim olarak Çin kayıtlarında görülmekte. Tung-hular ise hunlardan sosyal anlamda ve kültürel anlamda düşük olmalarına rağmen, askeri anlamda Hunların ilk anlarından daha güçlülerdi. Çin de ise Şi-huandi idaresi bulunmaktaydı. Kendi içindeki tüm beylikleri yıkarak hepsini bir çatı altında toplamayı başarmıştı.
Bu etrafındaki toplumlar içerisinden yavaş yavaş sivrilmeyi başarmış olan Hunlar Bölge de önemli bir güç olacaktı.
Asya Hunları ve Teoman devri
Şi-huangdi'nin ölmesi ve Çin'in içinde çıkan karışıklıklar, Hunların işine yaramış ve Teoman Han fırsatı değerlendirerek Çin'e sefere çıkmıştır. Kuzey Çin üzerine sefere Çıkan Teoman Han, otlakları alarak kendine yeni ve daha güçlü toprakları açmıştı. Bu sayede de devlet kuruluşunu tamamlamış oldu.
Mete ve Mete'nin Tahta Çıkışı
Hun Devleti Teoman'ın oğlu Mete genç yaşta darbe yapan ve yönetimi ele alan, güçlü lider.
Teoman Han, Ulu Hatun yani ilk eşinden olan büyük oğlu Mete'yi töre gereği tahtın varisi yapması gerekiyordu. Kendi oğlunu hakan yapmak isteyen ikinci eşinin etkisi ve entrikaları Mete'i veliahtlıktan uzaklaştırmak istemiştir. Bunu da açıkça yapamayacağından bir komplo ile yapmaya karar verir. Fakat buna töre engel olmaktaydı. Çünkü eski Türk devletlerinde taht veraset hukuku ancak hükümdarın ilk eşinden olan oğlunun tahta çıkmasına izin veriyordu. Türk töresi bu şekilde olmasına rağmen ikinci eşinden doğan oğlunu veliaht yapabilmek için Mete'yi feda etmeyi Teoman Han göze almıştı.
Bundan dolayı da barış anlaşması yapılan Yüeçi Devleti'ne rehin vermişti. Tabii ki sadece rehin vermek yeterli değildi. Mete'nin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Bunun içinde bir plan yapan Teoman Yüeçiler ile olan anlaşmayı ihlal ederek kargaşada oğlunun öldürülmesini planlamıştı ama bir yol bularak kaçan Mete gelir, gelmez plan yapıp, kendi emrinde bulunan askerler ile babasına tuzak kurarak öldürülmesini sağladı ve tahta geçti. Üvey annesini ve kardeşini de aynı şekilde yok edip idareyi tamamen ele aldı.
Mete Yönetimi
Yönetime geçer geçmez Mete, önce askeri bir disiplin ve 10'luk sistem dediğimiz sistem ile ordusunu disipline etti. Bunları yaparken Yüeçiler ve Tung-hular rahat durmuyor sürekli ahlaksızca şeyler istiyorlar ve Mete'yi güçsüz gördükleri için savaş açmak istiyorlardı. Bunu bilen ve zaman kazanmak isteyen Mete nihai güne kadar hiç sorun çıkarmadan istekleri yerine getirmiş. Ta ki Tung-huların toplarak istemesine kadar, buna çok sinirlenen Mete düzenini kurar kurmaz. Tung-huların üzerine sefere çıktı ardı ardına bir çok sefer yapan Mete herkesi dize getirip boyunduruğu altına almıştı. Doğuda hiç bir engel kalmadığını gören Mete yönünü Yüeçiler'e çevirmişti. Bunun üzerine Yüeçiler ne olduğunu anlayamadan topraklarını terk ederek batıya kaçmaya başladılar. Mete tamamen Yüeçileri yok edememişti.
Bilindiği gibi yukarıda da özetlediğimiz gibi Yüeçiler ipek yoluna hakimdiler ve bu hakimiyet artık Mete'nin eline geçmişti. Ardından kuzeyde ve güneyde bulunan tüm kavimlere diz çöktürüp tamamen emri altına aldı. Yönünü tamamen Güneye Çin'e çevirmişti.
Çinliler ile yapılan bir çok savaşı kazanan Mete tarihe adını geçirecek savaşlara girişip, çin ordusunu iyi bir şekilde takip eden Mete göz açtırmadan bir çok bölgeyi ele geçirmesine rağmen ve Çine tamamen son verebilecek olmasına karşın bunu yapmadı. Çin kültürü ve insanlarının çok kalabalık olmasından mı yoksa onların tarım devleti olmasından mı bilinmez. Mete sadece onları dizginleyecek ve emri altına alacak kadar baskılar yaptı. Büyük ganimetler ile dönen Mete halkına bir süre bolluk bereket ve yaşamda kolaylık sağlayacak imkanların önünü açtı.
Bu gün kullandığımı 10'luk askeri sistemde işte Mete'nin kurduğu sistemlerin devamı olarak karşımıza çıkar. Hızlı akınlar yaparak baskı altında tutabilen Hunlar göz açtırmadan akınlar yaparak tüm bölgede hakimiyetlerini kurmuştu.
Mete'den sonra başa geçen oğlu Ki-ok devletini ve toplumu idare edememesi. Bolluk ve bereket içerisinde geçen dönemlerin rehaveti ile Çinlilerin tekrardan eski güçlerini ele almasının da etkisi ile bir süre sonra yavaş yavaş ikiye bölündükten sonra tarih sahnesinden çıktılar. Bir takım Hunlar, Göktürklerin temelini atarken bir takımı da Avrupa hunlarının temelini atacak çalışmalar yaptılar.
Tarihte bilinen ilk Türk devleti olan Hunlar yönetim yanlışlarının, Çin'in entrikaları, kendi içinde ki parçalanmalar bir süre sonra Hunların yıkılmasına ve parçalanmasına etkili oldu.
Özet bir şekilde anlatmaya çalıştığımız bu çalışmada Hun Devletinin bir çok kaynaktan karşılaştırarak çok kafa karıştırmadan özetini paylaşmaya çalıştık.
Hunlar ile ilgili kaynaklar genellikle Çin yıllıklarından alındığı için çoğu şeyde doğru kaynak olduğuna karar vermeden detaylı anlatım yapmak istemedik. Bir çok anlatımda gördük ki, herkes birbirini tekrarlıyor. Yazılı bir kaynak olmadığı için bizde hepsinin özetini vermeye çalıştık.
Comments